Ahıskalı Türkler, Türkiye'de yaşayan çoğu insanın bile duyduğunda bir daha sorma ihtiyacı duyduğu bir topluluk. Oysaki dünyanın on farklı ülkesinde 500 binden fazla Ahıskalı Türk yaşadığı tahmin ediliyor.
Osmanlı toprağı olan Ahıska'nın 1829 Edirne Antlaşması'yla sınırın diğer tarafında, Rusya'da kalmasıyla Ahıska Türklerinin bitmeyen çilesi başlamış. 1944 yılında sınırda tehdit oluşturdukları gerekçesiyle Orta Asya'ya sürgün edilen Ahıskalılar, 1989 yılına kadar Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan'da yaşamışlar. Fergana Vadisi'nde 1989 yılında çıkan olaylar yüzünden ikinci defa sürgüne mahkûm olan Ahıskalı Türkler yeniden Rusya ve Orta Asya'nın farklı ülkelerine dağılmışlar. Yaşadıkları ülkelerde, etnik ve dini çatışmaların arttığı dönemlerde vatansız insanlar olarak hep ezilmek ve arada kalmak zorunda kalmışlar.
Bugünlerde Ukrayna ve Rusya arasında çıkan çatışmalarda Ukrayna'nın köylerinde yaşayan 2 binden fazla Ahıskalı, çatışmanın ortasında kaldı. Slavyansk ve Donetsk bölgelerinde çatışmaların artmasıyla Ahıskalı Türklerin evleri de hasar gördü. Bazıları camiye sığınırken, bazıları da kendi imkânlarıyla daha güvenli bölgelere geçmeye çalıştılar. Kriz dönemlerinde siyasi otoriteler başka ülkelerde yaşayan vatandaşlarını korumak için büyükelçilikler vasıtasıyla yardım sağlarlar ya da vatandaşlarını o bölgelerden tahliye ederler. Ahıskalı Türklerin sınırları çevrili ve siyasi otoritesi olan bir vatanları hiç olmadı ama onlar hep Türkiye'yi vatan bildiler. O yüzden de her kriz döneminde Türkiye büyükelçiliklerine sığındılar ve Türk hükümetinden yardım talep ettiler. Ukrayna'daki olaylar sonrasında Ahıska Türk dernekleri temsilcileri Kiev Büyükelçiliği'ne dilekçeyle başvuru yaparak Ahıskalı Türklerin güvenliklerinin tehlikede olduğunu ve gerekli tedbirlerin alınmasını talep ettiklerini dile getirdiler. Öte yandan Dünya Ahıska Türkleri Birliği (DATÜB) temsilcileri, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla görüşerek Ukrayna'daki Ahıskalı Türklerin durumlarını aktardılar. Çatışmaların başlamasından bu yana neredeyse iki hafta geçmiş olmasına rağmen Türk hükümeti olayla ilgili somut bir girişimde bulunmadı.
AHISKALI TÜRKLERE KARŞI DUYARSIZ KALDIK
Türkiye'de ulusal basın ve medya organları da ne yazık ki olaya duyarsız kaldı ve Ahıskalı Türkler seslerini duyuramadılar. Sivil toplum örgütleri vasıtasıyla sosyal medya üzerinde Ukrayna'daki çatışma bölgesinde yaşayan Ahıskalı Türklerin durumları anlık olarak paylaşılarak kamuoyu oluşturulmaya çalışıyor ama ne yazık ki yeterli etki oluşmuyor ve tehlike altında yaşayan Ahıskalı Türklerin sorunlarını çözmüyor.
1829 yılında sınır çizildiğinden beri sınırın öte tarafında kalan Ahıskalı Türklere karşı duyarsız kaldık. Turgut Özal döneminde Ahıska Türklerinin Türkiye'ye yerleştirilmesini öngören kanunla yalnızca 150 Ahıskalı aile Iğdır'a yerleştirildi. Sonrasında Ahıskalı Türkler turist olarak veya kaçak olarak gelip Türkiye'de kaldılar. Kendi imkânlarıyla gelip Türkiye'de yaşamaya başlayanlara devlet kurumları göz yumdular ve sınır dışı etmediler ama legal olarak ikamet etmedikleri için oturma izni, çalışma izni ve sağlık sigortası gibi konularda sıkıntılar yaşadılar ve yaşamaya devam ediyorlar. Türkiye'de 50 bin civarında Ahıskalı Türk Bursa, Antalya ve İzmir'de yaşıyor. Çalışma izni olmayanlar düşük maaşlarla ve sigortasız olarak çalıştırılıyor. Yaşlılara emeklilik hakkı verilmediği için sağlık hizmetlerinden yararlanamıyorlar.
Ahıskalı Türklerin her il ve ülkede örgütlenen sivil toplum kuruluşları iki temel misyon etrafında faaliyetlerini sürdürüyorlar: Türkiye'de yaşayan Ahıskalı Türklere oturma izni, çalışma izni, sağlık hizmetlerinden yararlanma ve vatandaşlık haklarının verilmesi; Gürcistan sınırları içerisinde bulunan Ahıska topraklarına geri dönüş için gerekli kanunun çıkarılması ve uygulanması. Dernekler hükümet yetkilileri ile görüşerek Ahıskalı Türklerin sorunlarını dile getiriyor ve bazı konularda iyileşmeler için sözler alınıyor ama Türkiye'nin yoğun siyasi gündeminden dolayı bu konuda kalıcı ve uzun vadeli çözümler ne yazık ki üretilemiyor. Özellikle Ahıska Türklerine vatandaşlık verilmesi konusunda AKP hükümeti oldukça ihtiyatlı yaklaşıyor. Bursa'da Bülent Arınç'ın katıldığı bir toplantıda dile getirdiği şu sözler hükümetin bu konudaki yaklaşımını açıkça ortaya koyuyor: “Maşallah başkan 4 bin 500 kişinin hep beraber istisnai yolla vatandaşlığa geçmesini istiyor. Bu dünyada mümkün değil. Sen bana en fazla 5 kişi ver. 5 kişiyi anında vatandaş yapayım ama 4 bin 500'ü yapamam.”
VATANSIZ VE SAHİPSİZ OLMANIN ACISINI YAŞIYORLAR
Ahıskalı Türkler, Ahıska bölgesine geri dönüş konusunda uzun yıllardır mücadele veriyorlar. 1956 yılında Stalin'in ölümünden sonra Ahıskalı Türkler gibi sürgüne mahkûm edilen Çeçenler, İnguşlar ve Kürtlerin vatanlarına geri dönmelerine izin verilirken Sovyet yönetimi, Ahıskalı Türklerin geri dönüşüne izin vermedi. Avrupa Konseyi, Gürcistan'ın 1999 yılında üyeliğe kabulünde Ahıska Türklerinin vatanlarına geri dönüşünün gerçekleştirilmesini ön koşul koyduğunda Ahıskalı Türkler için yeni bir umut doğdu. Ancak Gürcistan hükümetinin 2011 yılında tamamlaması gereken süreci ağırdan alması ve engeller çıkarması sonucu Ahıskalı Türklerin birçoğu Ahıska'ya geri dönmenin bir hayalden ibaret olduğunu düşünmeye başladılar. 2008 yılında Gürcistan hükümeti, Ahıskalı Türklerin dönüşü için başvuruları kabul etmeye başladığında başvuru koşullarının zor olması ve Gürcistan Devleti'ne duyulan güvensizlikten dolayı yalnızca 14 bin Ahıskalı Türk geri dönüş için başvuru yaptı. 2014 yılı itibarıyla 1.254 kişiye “vatana geri dönüş statüsü” verildi ancak sürecin uzun sürmesi ümitleri azaltıyor. 70 yıl önce ayrıldıkları topraklara geri döndüklerinde onları nelerin bekleyeceği ve nasıl bir muameleye tabi tutulacaklarını bilmediklerinden günümüzde Ahıskalı Türklerin birçoğu Gürcistan'a dönmeye şüpheyle yaklaşıyorlar. Ne çıkarıldıkları Ahıska topraklarına geri dönebilen ne de vatan kabul ettikleri Türkiye'de insanca yaşama hakkını elde edebilen Ahıska Türkleri, vatansız ve sahipsiz olmanın acısını yaşıyorlar. 2004 yılında Krasnador bölgesinde ayrımcılık ve insanlık dışı yaşam koşulları nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri 12 binden fazla Ahıskalıyı mülteci statüsünde ABD'ye kabul etti. Şu anda ABD'nin 30 farklı şehrinde 15 bin Ahıskalı Türk Amerikan vatandaşı olarak yaşıyor. Alan araştırmam sırasında Seattle şehrinde yaşayan Ahıskalılarla yaptığım görüşmelerde Ahıskalı Türklerin hiçbirinin Gürcistan'ı anavatan olarak kabul etmediklerini, Türkiye'yi anavatan kabul ettiklerini gördüm. Özellikle 40 yaş üstü Ahıskalı Türkler ABD'de sahip oldukları iş, sağlık ve eğitim fırsatlarına rağmen kendi dillerinin konuşulduğu, kendi dinlerini yaşayabildikleri ve ortak kültürel değerlere sahip oldukları Türkiye sınırlarında yaşamayı tercih ediyorlar. Ancak burada doğan ve yetişen yeni nesil Amerika'da kalmayı tercih ediyorlar.
Nerdeyse 400 yıl Osmanlı topraklarında “Osmanlı” olarak yaşayan, sınırın öte tarafında kaldığı için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının sahip olduğu haklardan mahrum kalan Ahıska Türklerine uzun yıllar duyarsız kaldık. Yalnızca Türk oldukları için değil insan oldukları için yardıma muhtaç Ahıska Türklerine Türkiye hükümetinin en kısa zamanda somut ve kalıcı çözümler üretmesi gerekiyor. Özellikle şu anda Ukrayna'da tehlike altında olan Ahıskalı Türklerin bölgeden tahliye edilerek Türkiye'ye yerleştirilmesi en acil çözülmesi gereken sorunların başında geliyor. Suriye'deki savaştan kaçarak ülkemize sığınan Suriyelilere açtığımız kapılarımızı zor şartlar altında yaşayan Ahıskalı Türklere de açabiliriz. Sınırın diğer tarafında kaldıkları için yıllardır zulümlere maruz kalmış bu insanlara şimdi sınırlarımızı açarsak ne kaybederiz?
*Gediz Üniv. Sosyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi